Kurban, sözlükte “yaklaşmak, yakınlaşmak” anlamına gelen “k-r-b” kökünden gelir. Terim olarak ise, Allah’a yakınlaşmak niyetiyle kesilen hayvan demektir. Kurban ibadeti, hem bir kulluk göstergesidir hem de toplumda yardımlaşma, paylaşma ve dayanışmayı pekiştiren bir uygulamadır.
Kurban ibadeti, insanlık tarihi kadar eskidir. Kur’an’da Hz. Âdem’in iki oğlunun Allah’a kurban sunduğu (Maide Suresi 27. ayet) anlatılır. Ancak en çok bilinen kurban kıssası Hz. İbrahim ve oğlu Hz. İsmail ile ilgilidir:
Hz. İbrahim, Allah’ın emriyle oğlu İsmail’i kurban etmeye niyet etmiş, ama Allah bu sadakati görünce ona gökten bir koç göndermiştir. Bu olay Saffat Suresi 102-107. ayetlerinde anlatılır.
Bu kıssa, kurban ibadetinin sembolik değil, aynı zamanda teslimiyet, sabır ve sadakatin göstergesi olduğunu vurgular.
İslam’da kurban, zengin olan ve temel ihtiyaçlarının dışında belirli bir mala sahip olan Müslümanlara vaciptir (Hanefi mezhebine göre). Diğer mezheplerde bu ibadet güçlü bir sünnettir.
Kurban Bayramı’nın ilk üç günü (Zilhicce’nin 10, 11 ve 12. günleri) içinde kesilmelidir.
Kurban, tıpkı Hz. İbrahim’in yaptığı gibi, Allah’a tam bir teslimiyetin göstergesidir. Kul, Allah rızası için sevdiği bir şeyi feda eder.
Kur’an’da şöyle buyurulur:
“Onların ne etleri ne de kanları Allah’a ulaşır. Allah’a ulaşan ancak sizin takvanızdır.”
(Hac Suresi, 37. Ayet)
Bu ayet, kurban kesmenin şekli değil, niyeti ve kalpten gelen teslimiyeti önemli kıldığını vurgular.
Kurban eti, sadece kesen kişiye değil; yoksullara, komşulara, akrabalara da dağıtılır. Bu yönüyle kurban, İslam’ın sosyal adalet ilkesini güçlendirir.
Vacip Kurban (Udhiyye): Kurban Bayramı’nda kesilen kurbandır.
Adak Kurbanı: Bir kişinin bir dileğinin gerçekleşmesi durumunda Allah için kesmeye söz verdiği kurbandır.
Akika Kurbanı: Yeni doğan çocuk için Allah’a şükür amacıyla kesilir.
Şükür Kurbanı: Bir nimete erişildiğinde şükür için kesilir.
Hedy Kurbanı: Hacda yapılan kurbandır; bazı durumlarda vacip olur (örneğin temettü haccında).
Kurbanlık hayvanlar:
Küçükbaş: koyun ve keçi (en az 1 yaşında ya da 6 aylık olup da 1 yaşındaymış gibi gelişmişse)
Büyükbaş: sığır, manda (en az 2 yaşında)
Deve (en az 5 yaşında)
Şartları:
Sağlıklı, kör, topal, aşırı zayıf, hasta olmamalı
Kurban niyetiyle kesilmeli
Kesim usulüne (besmele, ehil kişi tarafından kesim, kanın tamamen akıtılması) dikkat edilmeli
Zenginle fakirin aynı sofrada buluşmasına vesile olur.
Cimriliği kırar, paylaşmayı öğretir.
Hayatın ve nimetlerin Allah’tan olduğunun idrakini kazandırır.
Toplumda sevgi, birlik ve kardeşlik duygularını güçlendirir.
Günümüzde, kurban ibadeti bireysel olduğu kadar kurumsal hale de gelmiştir. Vakıflar, dernekler ve hayır kurumları, kurbanları vekâlet yoluyla keserek yurt içi ve yurt dışındaki ihtiyaç sahiplerine ulaştırır. Bu da İslam’ın evrensel dayanışma ruhunu gösterir.
Kurban, sadece bir hayvan kesimi değil; bir kulluk, teslimiyet, şükür ve paylaşma ibadetidir. Hem bireyin kalbinde Allah’a yakınlaşmasını sağlar, hem de toplumda iyiliğin yayılmasına vesile olur.
vet, Kur’an-ı Kerim’de en çok dikkat çeken ve kurban ibadetinin sembolü hâline gelen kıssa, Hz. İbrahim (a.s.) ile oğlu Hz. İsmail (a.s.) arasında geçen olaydır. Bu kıssa, teslimiyetin, sadakatin ve Allah’a bağlılığın zirvesini gösterir. Şimdi bu kıssayı detaylı bir şekilde anlatalım:
Hz. İbrahim, Allah’a uzun yıllar dua ettikten sonra bir evlat sahibi olur. Allah ona yaşlılık çağında Hz. İsmail’i verir. Çocuk biraz büyüyünce, İbrahim aleyhisselam büyük bir imtihanla karşılaşır.
“(İsmail) babasıyla birlikte yürüyüp gezecek çağa gelince, (İbrahim ona):
‘Yavrucuğum! Rüyamda seni boğazladığımı görüyorum. Bir düşün, ne dersin?’ dedi.
O da: ‘Babacığım! Emrolunduğun şeyi yap. İnşallah beni sabredenlerden bulursun.’ dedi.”
Bu cevap, bir çocuğun iman gücünü ve teslimiyetini gösterir. Ne baba ne de oğul tereddüt eder. Ardından Kur’an şöyle devam eder:
“Her ikisi de Allah’a teslim olup, İbrahim onu şakağı üzerine yatırınca,
Biz ona şöyle seslendik:
‘Ey İbrahim! Rüyana sadakat gösterdin. Biz iyilik yapanları işte böyle mükâfatlandırırız.
Bu elbette apaçık bir imtihandı.’
Ve ona büyük bir kurbanlık (koç) fidye verdik.”
(Saffat, 103–107)
Rüya bir vahiydir: Peygamberlerin rüyaları Allah’tan gelen vahiy niteliğindedir.
İtaat ve teslimiyet: Hz. İbrahim’in tereddütsüz teslimiyeti ve Hz. İsmail’in itaatkârlığı örnektir.
Sadakatin ödülü: Allah, bu sadakati görüp gerçek bir kurban göndermiştir. İbrahim’in niyeti ve sadakati asıl ibadettir.
Fedakârlık dersi: Allah yolunda en değerli olanı bile feda edebilme şuuru kazandırır.
Kurban Bayramı’nda kesilen hayvanlar, işte bu kıssanın anısını yaşatır ve aynı zamanda Allah’a olan teslimiyetimizi tazeler.
Müslümanlar, Hz. İbrahim ve İsmail’in gösterdiği teslimiyeti kalplerinde yaşatmayı hedefler.
Kurban kesmek sadece bir ritüel değil; sadakat, şükür ve Allah’a yaklaşma vesilesidir.